Thursday, September 27, 2012

İrem 5 aylık oldu


Mutlu pazarlar


Eylül ayının 16sında 5. ayımızı tamamladık.


İnanamasam da kızım hızla büyüyor.


Geçen çarşamba doktor kontrolümüz vardı.500 gr alıp 6700 gr olmuş boyu da 66.5.


Doktoru gelişimini beğeniyor.


Geçen ay yoğurt,meyve püresi ve muhallebiye başlamıştık.


İlk başlarda yadırgasa da artık gayet güzel yiyiyor maşallah.


Bu ay sebze çorbalarına başlayabilirmişiz.


cuma günü ilk çorbamızı pişirdik patates-havuç.


Ama İrem hiç mi hiç beğenmedi.


Öğürmeye kalktı kaç defa ben de zorlamadım.


Önümüzdeki haftaiçi tekrar deneyeceğim.


Ama önerileriniz varsa severek dinleyebilirim.





Sanırım 5 aydan sonra emziğe alışmaya başlıyoruz.


Alıştık demiyorum çünkü herzaman almıyor ama bu kadar alıp emmesi bile bir gelişme benim için.


İnşallah devamı gelecek.


Annemle babam burda.


Dün kardeşim-eşi ,annemler biz önce bir alışveriş merkezine gittik.


Biraz dolaşıp hep birlikte eşimle yıllarımıza tanık olan kafeye gittik.


İremin uykusu gelmişti emziğini verdim orda salıncak da varmış nerdeyse uyuyacaktı.


Kucağıma aldım giderken hemen daldı yani emzikle uykuya geçişi kolay oldu.


İrem uyurken çok ağlar normalde zor dalar uyku zamnaları işkence gibi olur bazen bizim için.






Bu arada hem okul hem ev hem de İrem çok zor oluyor çok yoruluyorum.


Eskisi gibi herşeye yetişmek istiyorum ama olmuyor olmayınca da canım sıkılıyor falan filan.


Yakın bir zamanda bir alışveriş postuyla burda olacağım.


Hoşçakalın




Monday, September 17, 2012

Dantel Salon Takımları




Dantel salon takımları, Türk kadının vazgeçilmezlerindendir. Binbir emekle yapılan bu örtüler,misafirlerimizi ağırladığımız odaların demirbaşları sayılırlar. Dantel çok eski tarihlerden beridir hayatımızda,kızların çeyizlerine anneleri anneanneleri tarafından ilk yapılan,dantel salon takımlarıdır.






Günümüzde dantel artık çok fazla tercih edilmesede, dantelleri yada en azından bir takım dantel salon takımı herkesin vardır. O bembayaz ve daha düzgün durması için ütü ile yapılmış kolalı dantellerin yerini hiçbir hazır örtü tutamaz.






Dantel salon takımları eve daha bir görkem katar. Yaşanılan bir ev olduğu anlaşılır. Gençlerin klasikler arasına soktuğu danteller aslında, zerafetin göstergesidir ve bir kadının evine olan sevgisidir. Dantel olmayan evler, sanki heran bir taşıma şirketinden kamyon gelecekmiş ve ev o yüzden toplanmış gibi duruyor. Yada bir bekarın kaldığı evmiş gibi. Belkide ben önyargılı olabilirim bu konuda. El emeği benim için çok önemli olduğundan olabilir.






Yeni evlenen kızlar,ya annelerinin yaptığı o göz nuru,danteleri hiç götürmüyorlar yada,daha sonra annelerine iade ediyorlar. İkide bana çok büyük bir saygısızlık gibi geliyor. Çünkü insanın kızı olduğunda onunla ilgili hayallerinin başında ona hatıralar bırakmak geliyor. Oğlu olan ise,yaptıkları dantellerin gelinleri tarafından hep beğenilmeyip kullanılmayacak korkusunu taşıyorlar.






Yapan kim olursa olsun verilen emeğin hatırına,bir kerede olsa salonlara o güzelim salon dantel takımları konmalıdır. Unutmamak lazım,bir gün herkez yaşlanacak. Belki siz dantel bir salon takımı yapmamış olacaksınız çocuğunuza,ama sizin aldığınız yada yaptığınız bir şeyi kullanmasını ondan bekleme ihtimaliniz, annenizin ihtimaliyle aynı olacak.






Gelin Türk kadının maharetli ellerinden çıkan dantel salon takımlarına bir göz atalım.




































Sunday, September 16, 2012

1209.3010 (Gabriele Honecker et al.)




The Importance of Being Rigid: D6-Brane Model Building on T6/Z2xZ6' with

Discrete Torsion    [PDF]

Gabriele Honecker, Martin Ripka, Wieland Staessens




Model building with rigid D6-branes on the Type IIA orientifold on T6/Z2xZ6' with discrete torsion is considered. The systematic search for models of particle physics is significantly reduced by proving new symmetries among different lattice orientations. Suitable rigid D6-branes without matter in adjoint and symmetric representations are classified, and SO(2N) and USp(2N) gauge factors on orientifold invariant D6-branes are distinguished in terms of their discrete Wilson line and displacement parameters. Constraints on the non-existence of exotic matter prohibit global completions of local MSSM and left-right symmetric models, while globally defined supersymmetric Pati-Salam models are found. For the latter, only one particle generation possesses perturbative Yukawa couplings. Masses for the mild amount of exotic matter and the role of Abelian symmetries are briefly discussed. Last but not least, it is shown that for all three two-torus volumes of about the same order of magnitude, gauge coupling unification at one-loop can be achieved, while for highly unisotropic choices a low string scale in the TeV range is compatible with the observed strengths of gauge and gravitational couplings.

View original: http://arxiv.org/abs/1209.3010

Thursday, September 13, 2012

1209.2215 (Stuart Wyithe et al.)




A suppressed contribution of low mass galaxies to reionization due to supernova feedback    [PDF]

Stuart Wyithe, Abraham Loeb




Motivated by recent observations of the star formation rate density function out to z~7, we describe a simple model for the star formation rate density function at high redshift based on the extended Press-Schechter formalism. This model postulates a starburst following each major merger, lasting for a time t_SF and converting at most f_star of galactic gas into stars. We include a simple physical prescription for supernovae feedback that suppresses star formation in low mass galaxies. Constraining t_SF and f_star to describe the observed star formation rate density at high redshifts, we find that individual starbursts were terminated after a time t_SF~10^7 years. This is comparable to the main-sequence lifetimes of supernova progenitors, indicating that high redshift starbursts are quenched once supernovae feedback had time to develop. High redshift galaxies convert ~10% of their mass into stars for galaxies with star formation rates above ~1 solar mass per year, but a smaller fraction for lower luminosity galaxies. Our best fit model successfully predicts the observed relation between star formation rate and stellar mass at z>~4, while our deduced relation between stellar mass and halo mass is also consistent with data on the dwarf satellites of the Milky Way. We find that supernovae feedback lowers the efficiency of star formation in the lowest mass galaxies and makes their contribution to reionization small. As a result, photo-ionization feedback on low mass galaxy formation does not significantly affect the reionization history. Using a semi-analytic model for the reionization history, we infer that approximately half of the ionizing photons needed to complete reionization have already been observed in star-forming galaxies.

View original: http://arxiv.org/abs/1209.2215

Tuesday, September 11, 2012

1209.1493 (Simon J. Murphy et al.)




Pulsational amplitude growth of the star KIC 3429637 (HD 178875) in the context of Am and rho Puppis stars    [PDF]

Simon J. Murphy, A. Grigahcene, E. Niemczura, D. W. Kurtz, K. Uytterhoeven




KIC 3429637 (HD 178875) is a delta Sct star whose light-curve shows continuous pulsational amplitude growth in Kepler Mission photometry. Analysis of the three largest amplitude peaks in the Fourier transform indicates different growth rates for all three. We have ruled out instrumental causes, and determine the amplitude growth to be intrinsic to the star. We calculate time-dependent convection models and compare them with the observations. We confirm earlier characterisations that KIC 3429637 is a marginal Am star through the analysis of new spectroscopic data. With the data presently available, a plausible cause of the amplitude growth is increasing pulsational driving as evolutionary changes shift the He II driving zone deeper in this rho Puppis star. If this model is correct, then we are watching real-time stellar evolutionary changes.

View original: http://arxiv.org/abs/1209.1493

Monday, September 10, 2012

1209.1488 (V. de la Mota et al.)


A dynamical description of neutron star crusts    [PDF]

V. de la Mota, F. Sébille, Ph. Eudes

Neutron Stars are natural laboratories where fundamental properties of matter under extreme conditions can be explored. Modern nuclear physics input as well as many-body theories are valuable tools which may allow us to improve our understanding of the physics of those compact objects. In this work the occurrence of exotic structures in the outermost layers of neutron stars is investigated within the framework of a microscopic model. In this approach the nucleonic dynamics is described by a time-dependent mean field approach at around zero temperature. Starting from an initial crystalline lattice of nuclei at subnuclear densities the system evolves toward a manifold of self-organized structures with different shapes and similar energies. These structures are studied in terms of a phase diagram in density and the corresponding sensitivity to the isospin-dependent part of the equation of state and to the isotopic composition is investigated.
View original: http://arxiv.org/abs/1209.1488

İnegöl Köftesi Tarifi

Yazar by webhost |

08 Eylül 2012

|

5 Defa okundu

Lütfen tarif hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşınız.


İnegöl Köftesi  için Malzemelerimiz




1 kg dana kaburga kıyması




2 çay kaşığı karbonat




1 tatlı kaşığı tuz




1 orta boy soğan




 




Köftemizin yapılışı




Kıymayı bir gün önceden bir kere çektirin. Kıymaya karbonat karıştırarak yoğurun. Bir gün bekletin. Soğanı robottan geçirin sonrasında süzgeçte yıkayın. Köfteye karıştırın. Tuzunu ilave edip iyice yoğurun. Köfteleri ceviz büyüklüğünde yuvarlayıp üzerini bastırarak mangal ateşinde pişirin. Yanında piyaz ile beraber servise sunarsanız lezzetine lezzet katarsınız. Afiyet olsun




Bu tarifi sevdiklerinizle paylaşın:

Benzer Yazılar:

AFİYET OLSUN ....!

Dantel Yastık Kılıfı Örnekleri

Sonraki Örnekler»

Yayın Tarihi: 12 Temmuz 2009 Pazar Saat: 9:53




dantel seven ve yapmaktan hoşlanan bayanların değişik tür ve model de tercih edebileceği ince bir emek isteyen güzel, biraz çetrefilli hoş bir dantel yastık kılıfı örneği…













Etiketler: yastıkkılıfı



Yayın Tarihi: 12 Temmuz 2009 Pazar Saat: 9:48




Küçük parçaların birbirlerine eklenmesi ile yapılmış ve ortaya üzüm salkımı görüntüsü çıkan bir dantel yastık kılıfı örneği. Kolay ve basit gibi görünse de küçük örneklerin eklenmesi yapanı bayağı zorlar…













Etiketler: dantelörneği yastıkkılıfı



Next Entries »

Sunday, September 9, 2012

Adidas eşofman clima 365



Yeni sezona girerken spor severler, tanınmayan sezonun trendleriyle buluşmak arzulayan ADİDAS aşıkları.. Adidas sizin için  tap taze numuneleriyle sizle buluşuyor.ADİDAS EŞOFMAN TAKIMLARI eskimeyen örnek tasarımları ve devamlı yenilen tanınmayan modeller sizleri bekliyor. Adidas bu sezon da sizlerin vazgeçemediği diri renklerden teşekkül eden keşfedilmemiş tasarımlarıyla  sizlerin takdirine  takdim ediliyor. Her türlü vücuda yakışır ve bütün bütçeye yaraşır eşofman takımları bulma fırsatı yakalayabilirsiniz. Adidas bu yılın sezon tonu yeşil ve mavi. Climacool vasıfıyla alıcıların alkışlarını topluyor. Eşofman hayranları ve rahatına düşkün olanlar için iç astar kullanımının keyifli olması oldukça önemlidir. Adidas eşofman takımlarının iç kaplamaları bulunmasına rağmen kullanımları fazla tatmin edicidir. Hatta havalandırma niteliğiyle de ön safa çıkan  ADİDAS EŞOFMAN TAKIMLARı  keyfinize keyif ekleyecektir. ADİDAS EŞOFMAN TAKIMLARInın ederleri 80-200 türk lirası aralığındadır.Sizler de Adidas eşofman takımlarından birisine hakim olmak için gecikmeyin. Bütçenize ve size yaraşır  eşofman takımını edinmek için Adidas mağazalarına bekliyoruz.

Adidas her yerde olduğu gibi eşofman alanında'da dünyada öncü markalardan.Bunu bilmeyen bulunmamaktadır inanıyorumki.Adidas bütün manada öncü giyim sektöründe bunun en açık örneği insanların adidas sonuçlarına zıt duyduyu taalluk ve alaka.insanlar başka markalardan çok adidasın eşofman modellerine daha çok arzu duyuyorlar.eşofman deyince kesinlikle zihne adidas intikal ediyor bunu idrak etmek kolay iş.

 

Peki eşofman edinirken ne gibi şeylere itina etmek gerek.Bunu elbise ile içli dışlı olan şahıslar daha güzel kavrar.öncelikle eşofman alırken cinsine kalitesine ve tonuna (rengine) dikkat etmek icap eder.Zaten adidas bu sıraya koyduklarımın ekserisine sahip bundan emin olabilirsiniz.eşofman denince akla adidasın ulaşması bundan dolayıda doğrusu.Pekâlâ adidasın onun süresince ne tür eşofman çeşitleri var ?

 

Adidas gerek gündelik hayatta kullanılabilecek icabında sportif eylemlerde takılabilecek ürünler imal ediyor.kişiler adidası çoğunlukla spor yoğunluklu kavrar lakin değişik ürünleride vardır ama çoğunlukla spor ağırlıklıdır.Adidas en son senelerde bihayli tutulan olmaya başladı.Öbür senelere nazaran bu senelerde adidas resmen şahlandı diyebiliriz.

 

Adidasın rengarenk eşofman çeşitleri yer almakta insanlar bu eşofman modelleri satın almak için mağazalara hücum etmekteler.Ama devrimiz internet dönemi onlması nedeniyle eşofmanler bundan böyle internet yüzeyinden online olarak sağlanıyor.

 

Adidas marka eşofmanların parası 50 tl’den başlıyor 350 400 liraya kadar gidiyor.Çoğunlukla adidas her bütçeye yaraşır eşofman meydana getirmekte bundan dolayıda bu bahiste fazla korkmanıza gerek yok.İşte size adidasın eşofman modelleri:



















































































































































































































Saturday, September 8, 2012

Gelin Buket Modelleri 2013 (Gelin Çiçekleri) Gelin Buket Modelleri




  • Home



Home» Ortam » Gelin Buket Modelleri -10




  • Facebook

  • Pinterest

  • RSS

  • Twitter



Kategoriler

  • Abiye Modelleri






  • Ayakkabı Modelleri






  • Damatlık Modelleri






  • Diyet






  • Erkek Saç Modelleri






  • Erkek Yelek Modelleri






  • Gelin Aksesuarları






  • Gelinlik Modelleri






  • Genel






  • Kadın Saç Modelleri






  • Makyaj






  • Müzik






  • Pardesü Modelleri






  • Saç Bakımı






  • Şal Örnekleri






  • Topuklu Ayakkabı Modelleri






  • Yüz Bakımı








Son Yazılanlar


  • Gelin Buket Modelleri 2013 (Gelin Çiçekleri)05 Eylül 2012


  • Vakko 2012 ~ 2013 Gelinlik Modelleri05 Eylül 2012


  • Nine West Abiye Topuklu Ayakkabı Modelleri (2012 – 2013)04 Eylül 2012






Hoyrat.ORG

Friday, September 7, 2012

SERENAD / ZÜLFÜ LİVANELİ








Zülfü Livaneli' nin usta kaleminden çıkan, Seranad adlı kitabını, çok satan listelerin baş sıralarında görmüş, mutlaka okuyacağım kitaplar listeme eklemiştim. Kitap kurdu blog arkadaşlarımın tanıtım yazılarında, dost sohbetlerinde methini çok duymuştum. Herkesin çok özel, mutlaka okunmalı diye etiketlediği bu kitabı ancak şimdi okuma fırsatım oldu.

Sonbahara, özellikle de İstanbul' da yaşadığım sonbahar çok yakışan bir fon oldu bu kitap.

Livaneli' nin, düşünce gücünün değeri tartışma götürmez. Tarihsel olayları, bu kadar etkileyici bir dille anlatıp, onu hüzünlü bir aşk hikayesi ile süslemiş yazar. Kitapla ilgili araştırma yaparken çok hoş bir anlatım gözüme çarptı; "Tarihte demlenen aşkın romanı, Serenad.." 

Kitabı elime alır almaz, yazarla, kitabın baş kişisi Maya Duran' la el ele, soluk soluğa bir yolculuğa çıktım. Çok kısa sürede okudum, aslında okumak değil yaşamak, hissetmek belki de en doğrusu film seyreder gibi seyrettim bu harika kitabı..Kitaptan çok etkilendiğimi de eklemeli ve kitabı edebiyat severlere mutlaka tavsiye ettiğimi söylemeliyim...














60 yıldır süren bir aşk hikâyesi... Yahudi soykırımı, Kırımlı Müslümanlardan oluşan Hitlerin Mavi Alay’ı ve 72 Yahudi ile batan Struma gemisi...

ABD’den gelen Alman asıllı profesörle İstanbul Üniversitesi’nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran’ın ilişkisi...

Okuru sımsıkı kavrayan “SERENAD”ın yazarı Zülfü Livaneli bu kez bir kadının ağzından yazıyor romanını... Zorlandın mı diye soruyorum:

“Bana çok kolay geldi ben diye anlatmak... O diye anlatsaydım daha zor olacaktı teknik olarak. Beni daha çok rahatlattı.”

3 yıldır üzerinde çalıştığı bu kitabı, 3 ay kapanarak yazmış.

Zülfü Livaneli “romanı yazmadan önce bütün romanı anlatabilecek durumdaydım. Yazarken zevk aldığım bir kitap oldu” diyor.

Serenad, ölümsüz bir aşkın romanı...

Zülfü Livaneli “Sevdalım Hayat” kitabının Almanya baskısı için Almanya’ya gidiyor.

Daveti Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle düzenliyor.

Zülfü’ye, Almanya’ya sahte pasaportla girişini ve şu anki durumu hatırlatıyorum.

“Bunu hiç düşünmemiştim” diyerek anlatmaya başlıyor:

“Almanya’ya sahte pasaportla girmiş, parasız pulsuz yorgun bir genç oralarda tutunmaya çalışıyor. Şimdi o günleri anlattığım kitabı Alman Dışişleri Bakanı sunuyor. Konuşmamda bunu anlatayım, güzel bir yardımda bulundun.”

Zülfü Livaneli 30 dile çevrilmiş kitaplarıyla ve müziğiyle dünyaya açılmış büyük bir sanat adamı...











Sanatçı, yazar Zülfü Livaneli, “Serenad” adlı son romanında dokunaklı bir aşk hikayesi anlatmasına rağmen aşk romanı kavramına vurgu yapmadığını belirterek, “Kitaba özellikle aşk romanı demedim. Aşk kelimesi çok kirletildi” dedi.






Livaneli, “Serenad”da, İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünde görevli 36 yaşındaki Maya Duran ile üniversitenin davetlisi olarak Türkiye’ye gelen 87 yaşındaki Alman asıllı Amerikalı profesör Maximillian Wagner arasında geçen olayları anlatıyor. 60 yıllık aşkının izini sürmek için profesörün İstanbul’a gelmesi, hem kendi hem de Maya’nın aile sırlarını ortaya çıkarmakla kalmıyor, 2. Dünya Savaşı’ndaki Yahudi soykırımı, Ermeni ve Kürt sorununun yanı sıra Struma ve Mavi Alay facialarında hayatını kaybedenlerin hikayelerini de gözler önüne seriyor.






Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi’nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran’ın (36) ABD’den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner’i (87) karşılamasıyla başlar.






1930′lu yıllarda İstanbul Üniversitesi’nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile’ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir.






Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor.






Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad’da Zülfü Livaneli‘nin romancılığının en temel niteliklerinden biri yine başrolde: İç içe geçmiş, kaynaşmış kişisel ve toplumsal tarihlerin kusursuz dengesi.






-------------------






Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran'ın (36) ABD'den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner'i (87) karşılamasıyla başlar.

1930'lu yıllarda İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile'ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir.

Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor.

Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad'da Zülfü Livaneli'nin romancılığının en temel niteliklerinden biri yine başrolde: İç içe geçmiş, kaynaşmış kişisel ve toplumsal tarihlerin kusursuz Dengesi.







Yorumlar






Anladığım kadarıyla Zülfü Livaneli on parmağında on marifet olan insanlardan biri. Şarkıcı, yönetmen, siyasetçi, yazar… Kitabın konusunun ilgimi çekmesi almama sebep oldu. Her ne kadar “mutluluk” isimli kitabını okumayı düşünsem de filmini izlediğimden bir türlü alasım gelmiyor.






Romanın kahramanı Maya isimli orta yaşlı, dul bir kadın. İstanbul Üniversitesinde memur olarak çalışan Maya’ya Amerikadan gelecek ünlü bir profesörü karşılama ve İstanbul’da konuk etme görevi verilir. Bunun nedenlerinden biri Maya’nın İngilizcesinin iyi olması. Bir yandan asosyal ve pısırık yetişen oğluyla ilgilenmek isteyen Maya, kendini bir anda ajanların arasında bulur. Türk, Amerikan ve İngiliz istihbaratçıları Maya’yı sıkıştırmaya çalışır. Bunun nedeni Amerika’dan gelen profesörün ajan olduğu düşünülmektedir.






İstihbaratçıların aksine Maya, profesörü ilk gördüğünden beri fiziğine; tanıdıktan sonra da karakterine hayran olur. Bu arkadaşlık, yaşlı profesörün gençliğinde evlendiği Nadya’yla -daha sonra öldürülecek- aşk hikayesine kadar uzanacak. “serenad” ismi de profesörün Nadya’ya olan aşkından geliyor. Adam o kadar seviyor ki Nadya için kemanla bir beste yapıyor. Serenad für Nadya…






Alman asıllı Amerikalı olan profesörün, nazi Almanyası zamanında, yahudi olan eşinin yaşadıkları ve sonunda İstanbul semalarında diğer yahudilerle beraber geminin içerisinde nasıl öldürüldüğü anlatılıyor.